Elektronik sigara kullanımı gençler arasında hızla yayılıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, Türkiye’de 13-15 yaş aralığındaki gençlerin yaklaşık yüzde 20’sinin elektronik sigara kullandığını belirterek aileleri uyardı. Bu ürünlerin USB bellek ya da oyuncak gibi göründüğünü ve kokusuz oldukları için fark edilmelerinin çok zor olduğunu belirten Prof. Dr. Salepçi, “Elektronik sigaranın akciğer hasarı yapma riski çok yüksek. Tütün endüstrisi çocukları hedef alıyor. Aileler son derece dikkatli olmalı” dedi.
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında açıklama yapan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, elektronik sigaraların sanıldığı kadar masum olmadığını, aksine ciddi sağlık riskleri taşıdığını vurguladı.
Tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle her yıl dünya genelinde 8 milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Salepçi, bu ölümlerin yaklaşık 7 milyonunun aktif içicilerde, 1,3 milyonunun ise pasif içicilik nedeniyle gerçekleştiğini belirtti.
Elektronik Sigaraya Talep Yaratan Kitlenin Çoğunluğu Gençlerden Oluşuyor
Gençler arasında elektronik sigara kullanım oranının dünya genelinde yüzde 20’lere ulaştığını, Türkiye’de ise lise ve üniversite öğrencileri arasında bu oranın yüzde 16 ila 20 arasında değiştiğini belirten Prof. Dr. Salepçi, “Birçok genç sigaraya hiç başlamamışken, sırf karizmatik görüneceğini düşündüğü için elektronik sigara kullanmaya başlıyor. Bu ürünler cazip aromalarla ve renkli tasarımlarla sunularak gençlerin ilgisini çekiyor” diye konuştu.
Aileler Fark Etmiyor Gençler Zehirleniyor
Gençlerin kullandığı tek kullanımlık puff barların içinde 300 puffa kadar likit bulunduğunu ve ciddi miktarda nikotin içerdiğini belirten Prof. Dr. Salepçi, “Gençler bu ürünleri birlikte alıp kullanabiliyor. Ne kadar nikotin alındığı bilinmediği için ciddi bağımlılık riski taşıyor. Üstelik aileler çoğu zaman çocuklarının elektronik sigara kullandığını fark edemiyor” dedi.
Akciğer Tahribatı Yaratıyor
Elektronik sigaraların daha az zararlı olduğu algısının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Prof. Dr. Salepçi, “Bu cihazlar 300 dereceye kadar ısındığı için içlerindeki metal ve katkı maddeleri kanserojen hale geliyor. Özellikle akciğer dokusuna ciddi hasar veriyor. Akciğer kanseri riskini artırdığı gibi, geri dönüşü olmayan solunum yetmezliklerine de yol açabiliyor” diye konuştu.
Bir Anlık Nefes Bir Ömürlük İşkence
2019 yılında ABD’de yaklaşık 2 bin 500 kişi ani solunum sıkıntısıyla hastaneye başvurmuş, 67 kişi hayatını kaybetmişti. Prof. Dr. Salepçi, bu vakaların çoğunun elektronik sigara kullandığı ve akut akciğer hasarı yaşadığı tespit edildiğini belirterek, “Elektronik sigaraların içine pek çok aroma katılıyor, E vitamini de bunlardan biri. Öyle bir hasar yaratıyor ki geri dönüşümsüz bir şekilde hastayı yoğun bakıma götürüyor, hatta yaşamına mal oluyor. ABD’de 16 yaşındaki bir genç akciğer nakli olmak zorunda kaldı. Ülkemizde de göğüs hastalıkları polikliniklerine aynı nedenle yatan gençler oluyor.”
Yasalar Elektronik Sigaraya Erişimi Tamamen Önleyemiyor
Türkiye’de elektronik sigaraların kapalı alanlarda kullanımını yasaklayan ve ithalatını engelleyen yasal düzenlemelere rağmen, bu ürünlere erişimin hâlâ çok kolay olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Salepçi, “Yasaklara rağmen hızla yayılan bir maddeyle karşı karşıyayız. Bugün akciğerlere ciddi zarar verdiğini biliyoruz, ancak uzun vadede sigara gibi kanserojen etkilerinin ortaya çıkacağından eminiz” dedi.
Çocukların Çantasında USB ya da Sakız Sandığınız Ürünlere Dikkat Edin
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, “Bazı ülkelerde elektronik sigaralar sigarayı bırakma yöntemi olarak reçete ediliyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, gençler üzerindeki etkileri nedeniyle bu ürünlerin acilen denetlenmesi ve 18 yaşından küçüklere satışının yasaklanması gerektiğini belirtiyor. Özellikle astım gibi solunum yolu hastalıkları olan çocuklarda semptomları şiddetlendiriyor. Aileler, e-sigaranın USB ya da oyuncak gibi görünmesinden dolayı fark edemeyebiliyor. Kokusu olmaması da bu riski artırıyor. Bu konuda ailelerin ve okullarda öğretmenlerin çok dikkatli olması gerekiyor.” diyerek sözlerini tamamladı.