Mobbing toplumda duygusal bezdiri ya da yıldırma anlamı taşır duygusal taciz, kıdemli kişilerden gelen acımasız eleştiri ve yoğun iş yüklenmesi mobbingin sadece görünen kısmıdır. Ne yazık ki modern toplumda bir alışma hayatına sahip olan herkes mobbingle yüzleşmek zorunda. Peki en çok mobbinge uğranılan sektör hangisi? Özellikle sağlık sektörü çalışanları daha ağır bir yükün altında.
Mobbingin en fazla sağlık sektöründe gözlemlendiğini ifade eden İnsan Kaynakları Yönetimi uzmanı Doç. Dr. Serkan Yılmaz, “Bunun nedenleri arasında, sağlık çalışanlarının, bir taraftan iyi yönetilemeyen bir sağlık sisteminin sonucu olarak, giderek ağırlaşan koşullarda sağlık hizmeti sunmaya zorlanması, diğer taraftan aynı sistemin mağduru olan hasta yakınları tarafından mobbingin de ötesine geçen şiddete uğraması olarak gösterilebilir,” açıklamasında bulundu.
Doç. Dr. Serkan Yılmaz mobbingin iş ortamından topluma nasıl yayıldığından ve olumsuz etkilerinden bahsetti.
Mobbing İş Hayatının Ayrılmaz Bir Parçası Oldu
Mobbing, duygusal taciz, bezdiri veya yıldırma anlamına gelen ve özellikle iş hayatında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Mobbing eğiliminde olan bireylerin bu tutumu, aile ortamından başlayarak yaşadıkları çevre, eğitim aldıkları kurumlar, toplumsal ilişkiler ve örgütlerin yönetim anlayışı gibi çeşitli dinamikler tarafından şekillendirilir. Baskıcı bir ailede yetişen bireyler, olumsuz duygularını aile içinde olduğu kadar, mahallelerinde, okullarında ve sosyal çevrelerinde de başkalarına yansıtarak bu davranış biçimini pekiştirebilirler.
Sağlık Sektöründe Mobbing Bitse Şiddet Bitmiyor
Mobbing, çalışma hayatının her alanında kendini gösterse de en çok sağlık sektöründe karşımıza çıkmaktadır. Bunun başlıca nedenleri arasında, sağlık çalışanlarının bir yandan iyi yönetilemeyen sağlık sisteminin sonucu olarak giderek ağırlaşan koşullarda hizmet sunmaya zorlanması, diğer yandan ise aynı sistemin mağduru olan hasta yakınları tarafından mobbingin de ötesine geçen şiddete maruz kalması yer almaktadır.
Mobbing Gösterenler Cinsiyet Ayırıyor!
Cam tavanlar sendromu, cinsiyet ayrımcılığı ve mobbing. Yeni çağda bir çok sorunla baş etmeye çalışan bireyler nedense hâlâ cinsiyetlerinden dolayı ayrıştırılmaya devam ediyor. Ataerkil ya da erkek egemen bir kültürle şekillenen yetiştirme tarzı, kadınları ileriki yaşamlarında erkeklere oranla mobbinge karşı daha savunmasız hale getirebilmektedir. Ancak mobbingin birey üzerindeki etkisi yalnızca cinsiyetle sınırlı değildir; kişilik özellikleri de bu durum karşısında bireyin ne ölçüde zarar göreceğini belirleyen önemli bir faktördür.
Mobbingin Normlaştığı Toplumlar Bireyin Ruh Sağlığını Bozar
Mobbingin yaygın olduğu toplumlarda bireylerin sürekli bir tedirginlik duygusuyla yaşadıklarını ifade eden Doç. Dr. Serkan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu olumsuz ruh hali, bireylerin zaman zaman yoğun ancak çoğunlukla kronik, yani düşük düzeyde ama sürekli bir stres yaşamasına yol açar. Özellikle kronik stres, bireyin diğer insanlarla sağlıklı ve besleyici ilişkiler kurmasının önünde ciddi bir engel teşkil eder. Kişide oluşan olumsuz duygular, çevresindeki insanlara da sirayet ederek hem özel yaşantısına hem de iş hayatına kaçınılmaz biçimde yansır. Kişisel ve sosyal ilişkilerinde mobbinge maruz kalan bir bireyden iş yaşamında yüksek performans beklemek ise gerçekçi değildir.
Çünkü olumsuz ruh hali kişiyi hem fiziksel hem de bilişsel olarak felce uğratır; kişi ne düzgün davranabilir ne de düzgün düşünebilir. Beynimizin yapısı gereği duygu, düşünce ve davranışlarımız bir bütün olarak çalışır ve birbirlerini güçlü biçimde etkiler.
Huzursuz toplum bireyleri huzursuz örgütlerin de bir parçası olurlar. Kimden nasıl bir duygusal taciz geleceğini öngöremeyen bireylerin birbirlerine güven duymaları beklenemez.”
Online Çalışanlar Duygusal Baskı Altında
Birçok olumlu yönü bulunsa da, uzaktan çalışma modeli kişinin iş ve yaşam dengesini kurmasını zorlaştırmaktadır. Çalışma saatleri hem uzamış hem de belirsizleşmiştir. Pratikliği nedeniyle çevrimiçi toplantıların sayısı ve süresi artmış, bu da çalışanlar arasındaki iletişimin niteliğini olumsuz etkilemiştir.
Ev ortamında sürekli ulaşılabilir olma beklentisi ve işe ayrılan zamanın yöneticiler tarafından sürekli denetlenme ihtiyacı, doğrudan mobbing olarak nitelendirilmese de, uzaktan çalışan bireyler üzerinde önemli bir duygusal baskı yarattığı açıktır.
Mobbing, Kronik Strese Sebep Olur
Çalışan bireyler yaşamlarının büyük bir bölümünü iş yerinde geçirdiklerinden, iş yerleri yalnızca gelir elde edilen alanlar olmaktan çıkıp, bireylerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını da karşılaması beklenen yapılar haline gelmiştir.
Kişi, günün en verimli saatlerini geçirdiği iş ortamında yalnızca üretken olmakla kalmaz, aynı zamanda anlayış, saygı ve güvene dayalı ilişkiler kurmayı da ister. Ancak bu temel insani beklentiler karşılanmadığı gibi bir de mobbinge maruz kalıyorsa, bu durum bireyin ruh haline ciddi zarar verir ve bu olumsuzluk sosyal ilişkilerine ve aile yaşantısına yansımaktan kaçınmaz.
Çünkü duygular bulaşıcıdır. Sürekli maruz kalınan mobbing, bireyde kronik strese yol açabilir. Bu yalnızca psikolojik değil, fiziksel sağlığı da tehdit eden bir durumdur. Nitekim günümüzde kronik stres, birçok hastalığın başlıca nedenleri arasında yer almaktadır.
Kaynak: https://www.saglikhabergazetesi.com/mobbing-en-fazla-saglik-sektorunde-gozlemleniyor/